25 Kasım 2015 Çarşamba

Çok saçma değil mi

Merhaba kırmızı gözlerime yansıyan insanlar.

İnsanın içine attığı her şey zamanla bombaya dönüşür. Saatli bomba, ancak kimsenin bilmediği bir anda patlayan cinsten olanı bu. Saatli mayın ya da. Üstüne basıldığında insana yapışan ve beklenmedik patlama görülen mayın. Dünya gibi, ömür gibi.


Ben, sana bu satırları 10'uncu kattan atlamış ama başkasının üzerine düşüp birinin ölümüne sebep olmuş hissiyle yazıyorum. Sen de eğer okurken, sanaldan tanıştığın ve aranızda en az 3 şehir olmasına rağmen sevip aşık olduğun, ancak asla yan yana gelmediğin halde güvendiğin kızların her sözüne inandığın gibi okuyacaksan, siktir git bu blogdan, ananı sikerim senin. Hak etmiyorsun burayı, amın feryadı. Okuyorsan da hâlâ ananı götünden sikeyim.


Neden öyle dedim biliyor musun? Bilme. Bilsen de vereceğin tepkiyi hissetmek istemiyorum. Sana burada sardırılarak seyredilen film gibi, hatta bana göre de son derece anlamsız olan hayat hikayemi anlatıyorum. İçime attığım, içinden çıkamadım, tepki veremediğim ve artık tutamadığım çiş ve hapşırık gibi şeylerden bahsediyorum her defasında. Sen de okurken, eminim ki tuvaletini bitirip donunu çektikten sonra ayakta birkaç saniye bekleyip, içinden "acaba daha var mı?" ikileminde kaldığın zaman kadar düşünmüyorsun yazdıklarımı. O nedenle bilme hiçbir sikimi. Bilsen de aynı tip şeyleri yapmaya devam ediyorsun nasılsa. Ben de zaten sana dünyanın şifrelerini çözmen için taktik vermiyorum. İnan bana, iddaa bültenindeki tahminlere bile güvenip kupon yaparsın, ancak sana burada milyonlarca sebep saysam yine de aynı amcık ağızlılara güvenmeye devam edersin. Aynı kazıkları yersin. Sanki sen çok farklıymışsın gibi...

Öyle olsan, Allah seni peygamber yapardı.


Çok doluyum moruk. Çünkü  "amaaaann yolun inişi, amın genişi makbuldür, salla gitsin" düşüncesiyle yaşayamıyorum. İçtiğim ve yediğim her besin sonmuş gibi düşünüp tıka basa yiyip "böceklere ayıp olmasın" diyorum içimden. Bunu düşünüyorum lan. Bak samimi söylüyorum, telefondaki not defteri olmasa noktadan sonra büyük harfle başlamayı bile unuturum, hatta erinirim, ama kemiğimi bile yiyecek olan böcekleri düşünüyorum. Hiç öyle şaşırma. Çünkü sen de, senin kanını içenleri böyle düşünüyorsun. İnsanız oğlum. İnsan, kendini sikeni sever.


Hayatta bazı şeylere engel olamazsın. Bilinçaltında vardır çünkü. Mesela hiç kimse kötülük yaparken veya iyilik yaparken "Allah, cennet ve cehennem" düşüncesiyle yapmaz. O senin içinde vardır zaten. Onu sökemezsin kuzen. Bazı şeyler de böyle. Mesela birilerinin zor zamanında yanında olursun. Bunu karşılıksız yaparsın, ona inanırsın. Fakat o yanında olduğun kişilerden aynı davranışı görmeyince "ben şu durumunda sana şunu yaptım, en zor zamanında ben vardım" dersin, içinden veya dışından. Hemen devamında da " haaaa ben onu karşılık beklediğim için yapmadım ama..." kelimeleri dökülür dudaklarından. Bu var olanı yok etmeye benziyor. Çelişiyorsun, işin garibi görmüyorsun. Kendini, kendi yalanına inandırmak, sevdiğin insanı başkasıyla sevişirken yakalamaktan daha trajiktir.


Al sana hümanizm. Bu oğlum bizim hümanizmden anlayışımız. Dert beğenmektir. Hatta kendi derdini başkasının derdi üzerinden yakınmaktır. Etrafına bak. "X olay varken X görüşlüler götünüzü yırtıyordunuz amuğa goyen, şimdi neden sesiniz çıkmıyor?" düşüncesi bizim ülkede hümanizm göstergesidir. Çünkü aslında burada serzeniş vardır. Yani "neden dert beğiyorsun amcık?" demenin kibarcası, diyene göre de doğru kıyaslamadır.

Bak moruk, dün öğretmenler günüydü değil mi? Ben bilmiyordum. Eminim ki çoğu kişi de bilmez. Ben paylaşım yapmadım. Bunun sebebi, kendime küfür etmek istemedim. Bunu yapsaydım şayet, Fener taraftarının Avrupada Cimbom'a başarılar dilemesine benzerdi bu paylaşım. (Cimbom için de Fener ve Beşiktaş) Çünkü paylaşım yapanların çoğu geçmişte öğretmene artislik yapmanın kızlar üzerinde büyük bir etiket olduğuna inayordu. Kızların da "ya şerefsiz 5 puandan bıraktı" dediğini unutmasıydı. Oğlum bizi siktir et, Atatürk bile "vekil maaşları öğretmenleri geçmesin" demiş, bugün maaşı geçtim torpilsiz atanamayan öğretmen ordusu var lan ülkede. O nedenle öğretmenler gününü kutlayamam kimsenin.  Dün paylaşım yapanların, özellikle de "En başta..." diye paylaşım yapanların en başta kulak deliklerini genişleteyim. Samimiyetsiz ibneler.


Neyse, benim derdim kendimle amına koyim. Kuzen, bu yazıda birkaç şey istiyorum senden ve bu benim sana ödevimdir. Yapmazsın biliyorum ama yine de söyleyecem. Madem okudun buraya kadar, yazdıklarımı da yap bir zahmet. Okurken bil ki, insan en çok kendi işine yarayan şeylerde ustalaşamaz. Ustlaşmak için gereksiz şeyleri yapmamayı kavramalıdır. Anladın mı?

Al sana sipariş listesi;
1. İspat derdine düşme. 
2. Duyarlı(-ymış) derdine düşme.
3. Birilerine yaranma derdine düşme.
4. Yalakalık yapma.
5. Bırak inanmadığın şeylerin peşinde koşmayı.

Bir tane daha olsa imanın şartları gibi olacaktı amına koyim, ama cidden bunları istiyorum senden. En iyisinin amına koyim oğlum. Hatta en çok da kendimin götüne koyim. Şimdi diyebilirsin ki "madem öyle seni niye dinleyeyim?" çünkü bu dünyadaki her güzelliği pisliktekiler bilir.

Umarım yaparsın. Selametle.





Mesut Cihan Demirel.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder