22 Ağustos 2015 Cumartesi

Şeytan'ın Avukatı (mısın?)

Selam ruh hastası.
Birkaç gündür inancımı sorguluyorum kuzen. Ta en başa döndüm. Şeytan'ın Azazel olduğu zamana. Düşündüm iyice. Belki sen de yapmışsındır geçmişte. Her neyse. Bu yazıyı yazmayı da sabah planladım. Aslında "plan" bana göre değil. Çünkü 15 yaşından beri planları erteledim. "Yarın ölmüş olurum, o yüzden bugün içimde kalan her şeyi yapayım" düşüncesine sahip büyürseniz emin olun "plan" kelimesi ile "zaman kaybı" aynı anlama gelir. Eğer Poll'ün dediği "her erteleyiş cinayettir" sözü doğruysa, Charles Manson, hatta aynı gece iki farklı ülkede cinayet işleyebilen RWETGİ bile benim yanımda Ronaldo'nun karşısındaki Servet Çetin gibi kalır.


Bugün sabah şeytan tarafından düşünmemi sağlayan bir cümleyle uyandım. Ateist olmasa da derin düşünen bir arkadaşım nereden veya kiminle beyin fırtınası yaptıysa beni arayıp konuşma sırasında "şeytanın görevi kötülük yapmak, iyiliği istese de yapamaz. Çünkü kibir ve ego kazanına düşmüş, hehehe."dedi. Bir sürü şey konuştuk, fakat aklımda bu cümle kaldı. Oğlum harbi böyle mi lan? Şeytan, gönüllü müydü? Hani şu intihar komandoları var ya, onun gibi miydi? "İğne deliği kadar görseydiniz kadanızı secdeden kaldırmazdınız" sözü ne kadar gerçek, doğruluğunu bilmiyorum ancak çağrışım yapan hadislerde, peygamberin cehennemin ne kadar kötü bir yer olarak tarif ettiğini biliyoruz. E şimdi hangi mantık bunu görev olarak üstleni? Hz. Musa bile (kudretini) gördüğünde baygınlık geçirmişken, A'raf suresinde nasıl karşı çıktığını gördük hepimiz şeytanın.


"Görev" kelimesi, bir amacın varsa anlamlıdır. E moruk, şeytan bu dünyanın sonunda ne bekliyor olabilir ki bu göreve soyunsun? Oğlum bak, güncel örnek veriyorum şimdi daha iyi kavra diye, kimseye yapmam. Fenerbahçe tam 10 transfer yaptı değil mi? Başkan Aziz Yıldırım, çıkıp "(şüphesiz ki) biz bu transferleri ligi sonuncu bitirmek için yaptık" derse taraftar ne yapar? Anlıyor musun? Ne farkı var lan şeytanın bu görevi üstlenmesinden?



Çok saçma lan. Nihilist takılıp intihar edemeyecek kadar korkak olmak ve amaçsız yaşayıp savaşmayı seçecek kadar saçma. Şeytan bundan daha saçmasını yapmış. Düşün,  n'olur düşün. Olay tıpkı görevden alınan birinin yerine geçen kişinin ayağını kaydırmak gibi değil mi? Evet, çok saçma. Daha saçma ama gerçek bir olay üzerinden örnek vereceğim şimdi. Hepimizin içinde vatan sevgisi vardır değil mi? İdeolojin ne olursa olsun, üzerinde yaşadığın toprak parçası değerlidir. Bu bilgiyi vermem belki başımı belaya sokabilir fakat yine de vereceğim. Havan Topu'nu PKK'ya öğreten kişinin bir Astsubay Başçavuş olduğunu biliyor muydun? Ben de askere gitmeden önce bilmiyordum. Bunu belgeli paylaşmak isterdim ama şu an bulamadım. Gerekçesi de "izin alamadığı için eşinin çocuğunu düşürmesi" diye biliyorum. Peki, bize öğretilen değerler ne oldu? Cepheye götürdüğü merminin üzeirini, kundakdaki bebeğinin elbisesiyle örten kadın ne için yapmıştı bunu? Her neyse. İşte Şeytan da bir bakıma vatanını satmıştır. Kendinde göre haklı sebebi de A'raf suresinde dediği gibi "ben ateşten yaratıldım" demesidir.


N'olur anla. 



İntihar komandosu dedim ya, onların bile bir amacı var moruk. Hepsi de cennete gireceğini düşünerek yapıyor bunu. Hiç "yoh amına..." deme, buna inandırılıyorsun. Tıpkı Hz. İbrahim'in, İsmal'i kesmeye götürdüğü yanlışına inandığın gibi. Bak burada İshak diyor kitap.


[1]








Hepimiz İsmail diye biliyorduk. Çünkü asla o kitabı okumadık. Hani hepimizin evinde var ya. Hatta farklı yazarlar tarafından ceylan derisine yazılan ve neredeyse bir servet olan kitap. Anlasana canım, sırf "gösteriş" için duvara astığımız kitaptan bahsediyorum. Bknz. Kuran-ı Kerim. E oğlum, intihar komandoları bile cennet (amaç) için kendi hayatını paramparça ediyorken, şeytan ne için yapıyor bunu hiç düşündün mü?


Allah olmak için mi?


Düşün. Cep telefonunu icat eden biri ona bağlı hissediyor. İnternet mesela, hepimiz kölesi gibiyiz... bugün insan bulundurmak yerine güvenlik kamerası koyabiliyoruz iş yerlerine... veridğim örneğin anasını sikeyim ya. İnsan yapımı bir şeyden bahsediyorum amına koyim. Yukarıda söylediğim Allah!



Allah, isterse yok edemez miydi şeytanı? "Sen kimsin lan?" deyip anında yok edebilirdi. Cehennemi yaratıp içine atamaz mıydı? Ama yapmadı. Hatta şans bile vermiş. Nasıl mı?

[2]







Bu nasıl görev aşkıdır lan? Belki de şeytan, şımarık bir çocuk gibi "ne yaparsam yapayım affeder" diye düşünüyordur. Ancak Kur'anda "şüphesiz ki sen süre verilenlerdensin" deyip kıyamete kadar süre verilmesi mi şeytana? Bu süre zarfında "merhamet" sadece şeytana olmayacak diye biliyorum ben. O zaman üstteki kesit neyden bahsediyor? Abi, amaç cehennem olamaz. Kim olursa olsun, neye inanırsa inansın veya inanmazsa inanmasın hiç kimsenin amacı bu olamaz. En mazoşistinin bile bir acı eşiği vardır.


Beni dindar veya ateist olarak görme sakın. Veya kimlik bunalımına girdiğimi de düşünme. Sadece başkalarınım aklıyla hareket etmeye karşıyım ben. İşte bunu bil (inan) yeter. Ben de ateist düşüncelere girdim. Çok dini görüşlerde bulundum ve sorgusuz çoğu şeye inandım. İnanmayı bile bile seçtiğim çok şey oldu. Saçma da gelse sorgulamadan inandım. "Korku" veya "çıkar" olarak görme. Lütfen beni anlamak için uğraş, kendi doğrularının altına alıp ezeceksen o bile kabulüm. Ben dedim ki kendime, "bu içime attıklarımın, bunca yaptığım kötülüğün veya iyiliğin bir anlamı olmalı ve bu da ancak Allah olabilir" dedim. Bunu da saçma salak "-izm" veya "-ist" düşüncesine sokup aöylemedim. Bir başkası benim düşünceme sahip çıkamaz.


"Madem öyle neden namaz kılmıyon?" diyen arkadaşım sözünü "şeytan vesveseyi verir ve kaçar" diye bitirmişti. Bunu da düşündüm. Sürekli okuduğum kitabı neden hayatıma yerleştiremediğimi gerçekten düşündüm moruk. Ama cevabım yok. Tıpkı o şeytan gibi, belki affeder diye hiçbir şey yapmadan bekliyorum. İyiliği veya kötülüğü geçtim. Cennet-cehennemi de geçtim. Herkes gibi düşündüm. "Belki affeder" diye düşünüyorum. Korkmaktan ziyade bunu düşünüyorum.



Belki de şeytanın görevi öğretmektir, ne dersin? Şeytan olmasa belki de kötülüğü öğrenemez ve neyin yanlış olduğunu anlayamazdık, olamaz mı?

[3]



Bak bu kesitte şeytan bilmeden (?) İnsanın sakınması gereken şeyleri söylemiş. E oğlum biraz kafayı kullansana. Birilerine güvenmemeyi nasıl öğrenirsin? Aynen kardeşim, en sevdiğin tarafından kazık yiyince. Şeytan da bunu sama öğretiyor işte. Yoksa nasıl öprenebilirsin? Şimdi görev "kötülük" ise saçma fakat "kötülüğü öğretmek" ise bu bir amaç olabilir. Hatta "belki affeder" düşüncesini mantıklı kılabilir. Belki de yanılıyorum, bilmiyorum. Zaten haklı olduğumu da düşünmeni istemem. Bu seni geri zekâlı yapar. Araştırmadan, okuduğuna inanırsan çok güzel sikerler ruhunu tatlım. Farkında bile olmazsın.



İnsanları kandırmak için "bilgi" edinmelisin. Bilgi, kötüye kullanılırsa, yanlışlar doğruyu öldürebilir. Dene istersen. Bir insanın "doğrularını" yok etmek (gözardı etmek) için onun hakkında "yanlış bilgi" yaymak yeterlidir. Hani şu sanatla ilgilenin, sanatçının karakteriyle değil diyenler var ya, yıllarca Ahmet Kaya dinleyenlere terörist muamalesi yapanlardı. Halihazırda da Tarkan dinleyene top, Demet Akalın dinleyene orospu, Ajdar dinleyenlere geri zekalı denmiyor mu? Nietsche okuyan ateist, Mevlana okuyan dindar, hatta Cumhuriyet okuyan solcu ve Takvin okuyan cemaatçi olmuyor mu milletin gözünde? 


Ama unutma! Kapanmak dindar gösterir, inançlı değil!



Ben de düşündüm, sınavın neden cennette olmadığını. Çünkü biz insanız oğlum, görmeden hiçbir sike tamamen inanmayız. Ama sonra dedim ki, asıl çıkar o olurdu işte. Samimiyetsiz gelirdi. Bunu fark etmesek de öyle olurdu. Allah, her şeye izin vermiş. Kontorölü vermek? Bunu diğer yazılarda yazmıştım, arayıp bul sonra.


Sınav!

Vallah düşünüyorum moruk. Yani eşit şartlarda olmadığımızı çok düşünüyorum. Dünyadaki sınavlar gibi "4 yanlış 1 doğruyu götürür" mantığının tam tersinin sonsuz katına eş oluyor. Ne gerek var ki moruk? Senin sınavdan kalman için şeytana ne ihtiyacın var?

Aslında sınav dediğimiz olay cennette de pek tabii yapılabilirdi. Bunun için şeytana veya "şeytani" denilen kötülüğe gerek de kalmazdı. Çünkü şeytanda olan nefsin aynısı sende de var. Bunu çok tartıştım moruk. Kötü olmak için şeytana ihtiyacın yok. Pek tabii biz de kötü olabiliriz. Çünkü kuran apaçık yazmış her şeyi, ne olur oku. Şöyle düşün kardeşim, bu dünyada her şeyi önce ailenden, sonra çevrenden (-dekilerden) öğrenirsin. Tut ki onlar sana her şeyi yanlış öğretti, sen de bu yanlışlarla büyüdün ve öldün. Bunun hesabı kime nasıl sorulacak? (Eğer ateist olsaydım; hiç kimseden hehehe derdim)


Daha kötüsü var kuzen. Tut ki bu yanlışları öğrendin. Savunduğun, arkasında durduğun, hatta o amaçta yıllarca hizmet ettiğin şeylerin arkasında "kötülük" olduğunu öğrendin; ne yapardın? Karşı çıkabilir miydin? Ya da durdurmaya çalışır mıydın?

Anlamadın mı? Peki, açık konuşayım; ihtiyacın olan şeyi, inancının yasakladığı doğrultuda sana ulaştırdıklarını fark ettiğinde, bunu görmezden gelebilir miydin?

Peki, daha açık konuşayım; sırf sana kâr sağlıyor diye göz yumduğun şeyler var mı?


Peki, çok açık konuşayım; Cem Yılmaz'ın Fundamentals gösterisinden geriye aklımızda neden en çok "uyudun mu?" espirisi kaldı?



Peki, en açık şekilde konuşayım; kelepçe dendindiğinde neden polisten önce fantazi aklımıza geliyor?



Buraya sadece saçmalıyorum kuzen. Öyle ulvi bir "görev" de üstlenmiyorum ayrıca. Katılırsın veya katılmazsın, senin bileceğin iş. Yazdıklarımın doğruluk payının da amına koyim ayrıca. Turgut Uyar'ın "göğe bakalım" ile Cemal Süreya'nın "hayat kısa, kuşlar uçuyor" sözleri üzerinden aforizma yazan ne kadar orospu çocuğu varsa hepsine sövgülerim, geriye kalan herkese de sevgilerimle...


Ha unutmadan; kötülük asla çirkin değildir. Ruhdaki faça görülmez zira.



Bu kadar!






Mesut Cihan Demirel.






Kaynakça:
Cinlerin Esrarı, İmam Şibli
[1] Şeytan ile Hz. İbrahim. (406)
[2] Şeytan ile Hz. Nuh. (404)
[3] Şeyan ile Hz. Musa. (409)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder