Merhaba moruk.
Bir video ile ünlü olursun, bir fotoğrafla kahr.
Bir bakışla aşık olursun, bir bakışla katil.
Bir hamleyle galip olursun, bir hamleyle mağlup.
Bir saniyeyle birinci olursun, bir saniyeyle sonuncu.
Bir puanla taktiri kaçırırsın, bir puanla sınıfta kalırsın.
Bir cümleyle hümanist olursun, bir cümleyle faşist.
Bir hareketle sapık olursun, bir hareketle kahraman.
Aynı şeyler yaparsın, farklı tepkiler alırsın.
Böyle bir dünyada doğru ve yanlış; yapılan şeyle değil, o şeyi kimin yağtığıyla orantılıdır.
Mutluluk, herkes için farklıdır ve genelde tam zıttıdır.
Çocuk için çamurla oynarken üzerine bulaşması zevkliyken, yetişkin için çamur, çıkması gereken lekedir.
Mutluluk; sağlıklı insanlar için değil, günde birkaç hap almadan o günün tamamını göremeyecek olan insanlar için, anlıktır.
Gazetenin bulmaca ekinde sorarlar, "bir ağırlık birimi." diye, sen de kaldıramadığın ne varsa sığdırmaya çalışırsın o üç harflik yere. Ama asla sığmaz. Çünkü o bulmacayı hazırlayan bilmez ki; kaybetmek de ağırlık birimidir.
Genelde, arkadaşının son sigarasını "tiryakinin son sigarası alınmaz" deyip geri çeviren insanla, "iç oğlum, yeni paket alacam" diyen insan aynı tiptir.
Anılar, rap şarkıları gibidir. Sadece kötü olanlar nakarata denk gelir, daha yavaştır.
Gizlemek ihanettir, gizlenmek tanrısal. Aradaki "n" harfine dikkat et, en önemli cevapların sorusu hep o harfle başlamıştır.
Hepimiz, "bir ilişkinin temelinde dürüstlük yatar" deyip en çok onun üzerine basarız.
Etrafındaki erkekleri yamyam olarak götüp şikayetçi olan kadınlar, hep dekolteli elbiseler giyerler.
Cinselliği ikinci, hatta beşinci planda görenler, erkek erkeğe olan ortamlardaki muhabbetlere siktiği kadınları meze yaparlar.
Karşılıksız ve çıkarsız olduğunu ispatlamaya çalışanlar, sanal ortamlarda takibe takip takılırlar.
Şairler, yaşadığından çok yaşattıklarını yazarlar.
Neye karşı çıkarsan, onu duvar veya maske olarak kullanırsın.
Şu anda neye nefret duyuyorsan, geçmişte ona olan sevgin kadardır.
Arabaya bindiğinde, kaza yapma düşüncen, kaza yapma ihtimalinden iki kat daha fazladır. O nedenle düşünce, eylemden daha yıpratıcıdır.
En çok neyi şikayet edersen, en fazla ona maruz kalırsın.
En çok nefret ettiğine, daha çabuk alışırsın.
Ve ulaşmak istediğine değil, kaçtığına yakınsın.
Mesut Cihan Demirel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder