Caps Lock açık kalmış. Kapattıktan sonra o okuduğun İngilizce terimi buraya yazarken bile klavyeye baktığımı itiraf etmek isterim. Öğrensen de bi' sik değişmeyecek ama olsun. Dürüst olma çabaları Vol. ananın amı. Bak işte konuya giremiyorum amına koyim. Her neyse. Yaklaşık iki yıldır düzenli uyuyamıyorum. Bunun sebebi güvenimin kırılması. O kırıklar uyumamı engelliyor moruk. Bunu sikindirik bir aforizma olarak algılama, cidden öyle. Uyutmuyor beni geçmişteki salaklıklarım. işin tuhafı da ne biliyor musun; bunu düşünmemek için kendime zarar vermem. Çivi çiviyi sökmüyor lan. Çivi çiviyi daha derine itekliyor. Bu sefer de tahrip iki yönlü oluyor. Sonra canımı acıtan şeye acımaya başlıyorum, komik bir hale geliyor durum falan filan. Bugün ne düşündüm biliyor musun? Karşılıksız sevgiyi. Abi çok başka bir his lan o. Sana kazancı, artısı, getirisi götürüsü ve hatta hayatını düzeltici hiçbir etkeni olmamasına rağmen tutkuyla bağlısın. İnan bana Allah'a bile böyle bir duygu besleyemezsin. Bak iyi düşünürsen eğer bu yazdığımı ne demek istediğimi anlarsın. Ama konumuz bu değil.
Bir insan tarafından en son ne zaman yarı yolda bırakıldın?
İki sene önce tanıdığın insanların kaçıyla aynı oranda görüşmeye devam ediyorsun?
En son aynaya gerçekten eksiklerini görmek için ne zaman baktın?
Kapatmak için değil de kusurunu daha iyi göstermek için çabaladın?
Kaç insana dürüst oldun, kaç insandan dürüstlük bekledin?
Kaç kere içten küfür etmek yerine sahte gülücüklerle kirlettin yüzünü?
Kaç insanı öldürdün içinde, yaşamaya devam edebilmek için?
Kaç kere öldün, içindekileri yaşatabilmek için?
Neleri hapsettin, dünyaya sığmayacak şeyleri bir hamlede içine atarken?
Konumuz bu da değil.
Dedem ''kabullenmek anlıktır'' derdi hep. Bir an gelir kabullenirsin her şeyi. Gerçek şu ki, insanı kabullendiği şeyler öldürür. İstediğin kadar inkar et, görmezden gel ama bir gün fark edeceksin. Ben bunu bir mahalle maçında fark ettim. Şaşırma oğlum gayet ciddiyim. Mahalle maçında topumuza diken girmişti. Sonra o dikeni çıkarmak yerine topa iyice saplamıştık. Çünkü çıkarırsak inecekti havası ve en heyecanlı yerinde kesilecekti oyunumuz. Velhasılıkelam insan ruhu da böyleydi işte. Her şey mükemmel devam ederken bir anda diken gibi saplanıyordu içimize ve çıkarmak yerine daha da derine saplamaya çalışıyorduk. Buna siz ne derseniz deyin, ben ''kabullenmek'' diyorum. Kabullenmek ve karşılıksız davranmak arasında sadece kelime farkı vardır. Zaten dikkatli olursanız evrendeki her şeyin arasında sadece bakış açısı vardır. Sonuna kadar karşı çıktığınız düşünceyi farklı zamanlarda aynı oranda savunabilirsiniz. Sunum, bakış açısını değiştirir ve sonra da algılar yontulmaya başlar. Üstte belirttiğim olay vardı ya Mevlana ile ilgili, ha işte bundan bahsediyorum. Yani bakış açısını tutturmak önemli. Kafam ve akabinde de ruhum karışık demiştim işte ne kadar anladıysan. Gerçi aranızda onu okuduktan sonra buralara gelmeyenler vardır kesin. Çünkü biz malız. O adamların dediklerini sadece onlar anlar. Biz o kadar beyne sahip değiliz, Allah onlara torpil geçmiştir, aynı torpili senin (benim) beynini minimize etmek için birkaç kere patlatmıştır ve o nedenle %5'ini kullandığını söyler bilim adamları vs. Şimdi burada onun tartışmasını yapmayacağım çünkü konunun amına koymak istemiyorum. Zaten kafamın içinde filler Rus ruleti oynuyor. Ben sadece sizin üzerinizden kendi kabullendiğim bir durumu söyleyeceğim ve eğer okursan bana siz olsanız ne yaparsınız onu özel olarak söylemenizi isteyeceğim.
İşte konumuz bu. Bu arada merhaba.
-Siktir git orospu çocuğu!
Bu kadar.
Mesut Cihan Demirel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder