13 Mart 2016 Pazar

Tespit (Vol. 2)

Merhaba moruklar.

Bu yazıda, en az üç yıl önce bir yerlere yazdığım kısa aforizma ve tespitsel cümleleri paylaşacam. Boşluklu olsa da uyumlu şekilde yerleştirmeye çalışıp okumayı kolaylaştıracam...

Hayatın boks maçından tek farkı, yumruklarını görememendir.

Ve aynı hayat, sevdiklerine yumruk atar, ama yere yığılan yine sensindir.

Senin içinden ettiğin küfür, başkasına edilmiş en farklı evlenme teklifidir.

Güven, sevgiden daha büyüktür. Ama unutma, büyük yapıtların yıkımı daha kötüdür.

Tekrarı olup da tedavisi mümkün olmayan tek hastalık, kaybetmektir.

Kürtçe konuşana bölücü gözüyle bakarlar, İngilizceyi İngiliz gibi konuşmaya çalışana hayran kalırlar.

Türkçe konuştuğun halde seni anlamayanlar, yabancı şarkılarda gözyaşlarına hakim olamazlar.

Hitap şeklini unvanlar belirler, davranışı elbiseler.

İçine atmak ile içinden atmak arasındaki köprüye, intihar denir.

Kalp, sadece uyurken kırılmaz.

İnsan, düşünme yeteneğini sorunlarının bittiği yerde kaybeder.

Dünyada, Allah dışında herkes hesap sorar.

İnsan, sadece işinin düştüğüne peygamber gibi davranır.

Bu minvalde de, insanların işine yaradığı kadar değerlisindir.

Hiç kimse, korkan birinin aldığı nefes kadar içten olamaz.

Büyük bir felaketle tanışmadığın sürece hayatın ucuzluğunu kavrayamazsın.

İnsan; kendine değen şeyleri içine atar, ama içine attıkları birbirine asla değmez.


Tanrı kızı yarattı, Adem kadın yaptı. Ve ilk kan davası o gün başladı.

Allah inancının temelinde cehennem korkusu yatar. Ve cehenneme gitme korkusu, Allah inancını ikiye katlar.

Fakat ölüm korkusunun tesellisi inançlı olmaya çalışmaktır.

Dikkatli bakarsan, din için her şey yapılır, hatta insan bile öldürülür. Ancak Allah için hiçbir şey yapılmaz.

İlk icat, zamana aittir.

Geçmiş nekrofili, gelecek pedofilidir.

"Hoşça kal" veda değil, iki insanın birbirine aynı anda verdikleri kendilerinin ölüm haberidir.

Hayalleri olan, özgür değildir.

Kusur, kusur aramayla başlar.

O nedenle, ne söylediğinle değil ne olduğunla ilgilenirler.

Hep yapraklar dökülüp düşer ama ağaçlar öksüz kalır.

"İnsanları, sevdikleri öldürür" derler, ama yaralayanları görmezden gelirler.

Tanrı; hem dert koleksiyoncusudur, dua mezarlığında. Hem de inanç korkuluğudur, günah tarlasında.

Hayatına giren bazı insanların isimlerini unutabilmen için "Küfür günahtır" demişlerdir.

Her şeyin iyi başlayıp kötü bittiğini görünce "acaba" diyorsun, "Allah, dünya inşaatının usta başılığını şeytana mı yaptırdı?"

İnsanlar, ayıkken yalan, ayrılırken doğruyu, sarhoşken içine attıklarını söyler.

Evrim teorisinin kanıtlarından biri de, "tipe bak çay demle" deyip küçümsediğimiz çayın, şimdilerde çok değerli olmasıdır.

Küfür, bazı insanlara elbiselerinden daha çok yakışır. O nedenle ben, giderim küfrüm kalır. Dostların kulakları çınlasın. (Aşık Veysel'e öykündüm)

Kendini üzmekten vazgeç. Çünkü bunu yapmak için dostların var.

Bazı insanların (t)ek işi, yanındakileri satmaktır.

"Yalnızım" dediğinde değil, "yalnız değilsin" dediklerinde yalnız olduğunu anlarsın.

Peki, birini evinden aldırmak, kürtaj sayılır mı?

Sonuncu şakaydı.


Mesut Cihan Demirel.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder